Zekat Malı Korur

Peygamber Efendimiz (A.S.M):

"Zekât vererek mallarınızı kal`a içine alınız" buyurmuştur ki, malını korumak istiyen kişinin en büyük mânevî sigortası zekâttır. Hattâ hadis ve siyer kitablarında beyân edildiğine göre: bu hadîs-i şerîf, Efendimiz tarafından Ashâbına îrad edildiği sırada, oradan geçmekte olan bir Hristiyan Arab durup Peygamberimize:

"Ben şimdi gidip zekâtımı hesaplayıp vereceğim, bakalım dediğin olacak mı?" demiş. Zât-ı Risâlet-penâhi tebessüm buyurmuşlar. Adam, evine gidip dediğini yapmış. Bir müddet sonra, Şam`a hareket edecek olan bir ticaret kafilesine iştirâk etmek istemiş; ancak kendisince mühim başka ticaret işlerinin zuhur etmesi üzerine, kafileye katılan komşularından, kendinin bir deve yükü eşyasını da yanlarına almalarını ricâ etmiş. Komşusu muvafakat ederek Şam`a hareket edilmiş. Aradan bir hafta geçtikten sonra, şehirde eşkiyanın ticaret kafilesini soyduğu haberi yayılmış. Hâdiseden iki cihetle müteessir olan Hristiyan tâcir, Efendimize müracaata karar verdiği günün ferdâsı, komşusundan kendisine bir haber gelmiş:

"Kafileyi eşkiya vurdu. Ancak son menzile gelirken senin devenin ayağı burkulmuştu, yürüyemiyordu, mecburen deveyi eşya ile birlikte menzilde bırakıp yola çıkmıştık. Başımıza bu felâket geldi. Senin eşyan ve deven kurtuldu."

Haberi alınca sevinçten doğruca huzur-ı Risâlet`e gidip:

"Yâ Muhammed, sen hak Peygamber`sin. Dediğin çıkmıştır. Ben İslâm`a giriyorum. Bana onu öğret..." diyerek mu`cizat-ı nebeviyyeden birinin zuhuruna sebep olmuştur. (Mahir İz, Din ve Cemiyet).

Kaynak:http://www.forumlordum.net/kissadan-hisse-hikayeler/80647-zekat-ile-ilgili-hikayeler.html