Asli Ihtiyaçlar nelerdir?

Asli ihtiyaçlar ( havaici asliye ), genis bir tarifle maddi ve manevi hayati devam etmesi için muhtaç olunan seylerdir.Insanin arzu ettigi hersey zaruri ihtiyaç degildir.Zekat mükellefiyeti bakimindan zaruri ihtiyaçlar sunlardir:

Ev ve ev esyasi: Ev ve ev için gerekli olan zaruri ihtiyaçlar, diger bir tabirle lüks olmayan harcamalar zekattan muafdir. Buzdolabi, çamasir makinasi, evde kullanilan aletler ihtiyaçtir.Evde ihtiyaç fazlasi olan diger esyalar veya çift olan esyalar satmak yani ticaret gayesiyle olmadigi takdirde, zekata tabi degildir. Ancak bu esyalarin toplami nisap miktarina ulasirsa, zekat almamaya, kurban kesmeye ve fitre vermeye sebebtir.

Safii mezhebine göre, bir kimse çalisarak geçimini temin edemiyorsa, evde bulunan esyalarinin nisap miktarina ulasmasi zekat almasina mani degildir, alabilir.Bizim tercihimiz de budur.

Temel bir ihtiyaç, mesela ileride ev alma düsüncesiyle ayrilan paradan zekat verilmez.Ancak paranin üzerinden bir yil geçtigi halde henüz ev alinmamissa bu para zekata tabidir.

Yiyecek: Kisinin kendisi, hanimi ve çocuklari için bir aylik ( baska bir rivayete göre bir senelik) yiyecek, içecek ve erzak giderleri de zekattan muafdir.

Giyim ve kusam masraflari: Bir müslümanin kendisi, hanimi ve bakimini üstlendigi kimselerin kürk ve benzeri gibi lüks olmayan giyim kusam masraflari da zekattan muafdir.

Tedavi giderleri: Dinimizde kisinin sihhatini korumasi farzdir. Bu sebeble, sahsin kendisi ve bakmakla mükellef oldugu kimselerin her nerede olursa olsun, tedavi giderleri nisaba dahil degildir.

Egitim harcamalari: Kisinin kendisi ve aile fertlerinin egitim harcamalari nisaba dahil edilmez. Ilim adamlarinin kitaplari da zekata tabi degildir.

Binek masraflari: Bir müslüman ister kendisi için, isterse ailesi için olsun seyahat ve ise gelirken harcadigi masraflar zekattan muafdir.

Lüks olmamak sartiyla kisinin vasat(orta) halli bir otomobili de nisaba dahil degildir. Ancak büyük bir servet olan lüks arabalarin zekata dahil edilmeleri gerekir.Ancak büyük bir servet olan lüks arabalarin zekata dahil edilmeleri gerekir.Çünkü binek zaruri ihtiyaçlardan olmakla birlikte, bunu lükse kaçarak temin etmek zaruri degildir.

Hizmetçi için yapilan harcamalar: Hizmetçi için yapilan harcamalar da zekata tabi degildir.

Ticaret yerleri ve ticaret vasitalari: Bir tüccarin, esnafin ticaret için kullandigi dükkan, tezgah, atölye ve benzeri tesisler de zekatin muafdir.

Ziraat ve hayvancilik vasitalari: Hayvancilikla ugrasan kimselerin yaptirdiklari tesisler; ziraatla ugrasan kimselerin traktör, patos, biçer döver ve benzeri vasitalari da zekattan muafdir. Ancak bir çiftçi traktörü ve biçer döveri ile baskalarina is yapiyorsa, geliri nisaba dahil edilmeli ve zekati verilmelidir.

Nisap miktarindaki farklilik nereden kaynaklaniyor?

Araplar, ticari hayatlarinda dirhem, miskal, kirat ve benzeri ölçüleri kullaniyorlardi.Altin ve gümüsün nisabi tayin edilirken bu ölçüler esas alinmis, altinin nisabi yirmi miskal, gümüsün nisabi ise iki yüz dirhem olarak tespit edilmisti. ( Muvatta, Zekat:1 ; Müslim, Zekat:1 )

Eskiden simdi kullandigimiz, gramlar ve hassa teraziler yoktu. Dirhem ve miskal hesabi arpa tanelerine göre yapiliyordu. Yapilan hesap ve tahminlere göre bir dirhem elli adet, bir miskal ise yetmis iki adet arpanin agirligina esitti. ( Tecrid-i Sarih Tercümesi, 5:50 )

Bu itibarla dirhem ve miskalin grama çevrilmesi için, belirtilen miktarda arpa tanelerini tartmak gerekir.Mesela 20 miskal, 1440 adet arpa tanesinin agirligina esittir.

Iste 20 miskalin grama çevrilmesinde birbirini tutmayan rakamlarin çikmasinin sebebi, arpa tanelerinin büyüklük ve küçüklük bakimindan farkli olmasindan kaynaklanmaktadir.Yapilan tartimda 20 miskala karsilik olarak 80 gr, 85 gr, 93 gr ve 100 gr seklinde rakamlar çikmistir.

Miskal ve dirhemin grama çevrilmesinde arkeolojikbulgulardan faydalananlar da vardir. Bunlar, dünyanin meshur müzelerinde bulunan en eski Islam dinarlarini tartmislar ve bunlarin 4.25 gram geldigini tespit etmislerdir. Buna göre altinda nisap miktarini 20 * 4.25 =85 gram olarak tespit etmislerdir. Gümüste de on dirhemin yedi dinara esit olmasi hesabiyla bir dirhemin yedi dinara esit olmasi hesabiyla bir dirhemi 2.975 gram olarak bulmuslardir.Buna göre 200 * 2.975 =595 gramdir.

Hanefi mezhebinde, altinda nisap miktari olarak fakirin lehine olmasi için bu hesaplama sonucunda bulunan 85 grami, gümüste ise 595 grami esas alinir. Ssfii, Hanbeli ve Maliki mezheplerinde ise 20 miskal altin 72 grama, 200 dirhem gümüs 504 grama esittir.

Altin ve gümüs biriktirmek caiz midir?

Pekçok ayet-i kerimede ve hadis-i serifde, müminler Allah yolunda mallarini harcamaya tesvik edilirler. Allah yolunda harcamanin asgari haddi ve temel unsuru ise, zekattir.Zekat, dinin temel esasidir. Bu sebeble, yerine getirilip getirilmemesi, kisi de imanin kuvvetliligiyle dogrudan alakali bir esas olarak görülmüstür.

Zekat sadece biz Müslümanlara farz kilinmis bir ibadet degildir.Daha önce de müstakil bir baslik altinda ele aldigimiz gibi önceki ümmetlere de farz kilinmisti.

"Vaktiyle biz, Israilogullarindan: Yalnizca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakin akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almis ve "Insanlara güzel söz söyleyin, namazi kilin, zekâti verin" diye de emretmistik. Sonunda aziniz müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz." ( Bakara Suresi, 83. Ayet )

"Ona (Ibrahim'e), Ishak'i ve fazladan bir bagis olmak üzere Ya'kub'u lütfettik; herbirini salih insanlar yaptik.Onlari, emrimiz uyarinca dogru yolu gösteren önderler yaptik ve kendilerine hayirli isler yapmayi, namaz kilmayi, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi." ( Enbiya Suresi: 72., 73. Ayetler)

Ancak, Yahudi ve Hristiyanlar emrolunduklari zekati terkettiler, altini ve gümüsü toplamaya basladilar. Bunlarin bazilari biriktirdikleri altinlari sandiklarda, hazinelerde saklarken bazilari da gömerlerdi. Altin ve gümüsü piyasaya sürerek insanligin istifadesine sunmalari, onlardan bir kismini fakir fukaraya tasadduk etmeleri gerekirken bunu yapmadilar.Bunun üzerine Cenab-i Hakk, mallarini Allah yolunda harcamaktan kaçinan bu gibi kimseleri siddetle tehdit ederek su ayet-i kerimeyi indirdi: "Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçogu insanlarin mallarini haksiz yollardan yerler ve (insanlari) Allah yolundan engellerler. Altin ve gümüsü yigip da onlari Allah yolunda harcamayanlar yok mu, iste onlara elem verici bir azabi müjdele! (Bu paralar) cehennem atesinde kizdirilip bunlarla onlarin alinlari, yanlari ve sirtlari daglanacagi gün (onlara denilir ki): 'Iste bu kendiniz için biriktirdiginiz servettir. Artik yigmakta oldugunuz seylerin (azabini) tadin!' " ( Tevbe Suresi: 34., 35. Ayetleri )

Bu ayeti tefsir eden müfessirler, altin ve gümüs biriktirmeleri sebebiyle azapla tehdit edilen kimselerin, zekatlarini vermeyen kimseler oldugunu ifade ederler.Zekatini vermek sartiyla altin veya para biriktirmenin caiz oldugunu söylerler. Hz.Ömer, Abdullah bin Ömer ve Abdullah bin Abbas (r. anhüm) gibi alim Sahabiler de bu kanaattedir.Abdullah ibni Ömer (r.a) bu mesele ile ilgili olarak söyle der: "Zekati ödenen sey yedi kat yerin altinda da olsa yigip biriktirme sayilmaz.Zekati ödenmeyen sey de yerin üzerinde de olsa yigma ve biriktirmedir." ( Tefsir-i Kebir, 16:44)

Abdullah bin Abbas da ,ayette geçen "Allah yolunda infak edemezler" cümlesini "Mallarinin zekatini vermek istemezler" seklinde tesfir etmistir.Nitekim Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) de bununla ilgili olarak söyle buyurur: " Bir sey zekati verilecek miktara ulasir da zekati verilirse kenz sayilmaz" (Ebu Davud, Zekat :4)

Netice olarak söylemek gerekirse, zekatini vermek sartiyla bir Müslümanin elindeki paranin degerini muhafaza etmek maksadiyla veya baska sebeplerle altin almasinda ve biriktirmesinde bir mahzur bulunmamaktadir.Dinimize göre, zekati verilen ve helal dairesinde ihtiyaçlar için sarfedilen mal ne kadar çok olursa olsun övülmüstür. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) Hz. Ebu Bekir, Hz.Osman, Hz. Talha bin Ubeydullah ve Hz. Abdurrahman bin Avf (r. anhüm) gibi zengin Sahabileri müminlerin büyüklerinden saymis ve onlari övmüstür.Sayet helalinden mal birikitrmek uygun bir davranis olmasaydi, Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) zengin Sahabileri övmezdi.

Su da var ki, Müslümanlarin ihtiyaçlarindan fazla olarak sahip olduklari mal ve parayi herhangi bir surette biriktirmek yerine, ticarette kullanmalari, bir is yeri açmalari fazilet ve takvaya daha uygun bir davranisdir ve buna tesvik vardir. Çünkü bu durumda, diger Müslüman kardeslerinin de istifade etmesi söz konusudur.